Aralarında okyanus olan
İki aşık kıtaydık biz
Bu okyanus sayesinde haberleşen.
sesini bu okyanustaki dalgalara yüklemeni
O dalgaların odamın sahiline vurmasını
aylarca bekledim
Tek bir kelimeni
Tek bir heceni duymak için
Oysa bu gün;
Duymamak için
Kulağıma kör kilit,
Dilime mühür vurdum
Yüreğime ses olmasın diye
Kısacık öykümüz kaydı avucumdan
Eski kayıktan kalan derin maviye
Asırlara inat dinç kalan çınar
Çöktü sanki o sabah
bıraktı boş avucuma ilk döküntüsünü
Hüznün sesinde yol alıyorum rotasız,pusulasız
Gözlerim ölümü iyi bilirde
Bir ayrılığı öğrenemedi
Oysa tek mevsimdin,tek renk ve ilk
Eylül’üm!
Suskunla çakardı şimşekler
Gözlerim ele verirdi içimde dinmek bilmeyen yağmuru
Hala arsızca yağıyor,geçen zamana inat
Tam burada;
Seni gördüğümde yırtılmıştı usumdaki takvim
O yırtıktan süzüldü
Beni o günden bu güne taşıyan öykü.
Öykü bile vazgeçti kendinden
Geç/kaldım dedi
Oysa ben!
Nefesimden vazgeçip
Seni tutuyorum içimde…
Nurcan Çakır